11 Haziran Yay Burcunda Dolunay
11 Haziran Çarşamba günü Ankara saati ile 10:43'te Yay burcunun 20 derecesinde bir dolunay gerçekleşiyor. Dolunay dönemleri Ay'ın ışığının maksimum görünür olduğu dönemlerdir.
İlgili konuların netlik kazanması, görünür olması, ortaya çıkması, açığa çıkması, bitmesi, sonuç vermesi ya da tamamlanması gelişebilir. Bir nevi "ışık" ile açığa çıkan, görünür olan, yolun da nereye varacağını gösterir.
Bu dolunayın takip eden 2 haftalık süreçte hayatımızda ne gibi temaları açığa çıkartabileceğini anlayabilmek adına, öncelikle Yay burcunun doğasını farklı perspektif ve tanımlardan değerlendirmenin önemli olduğunu düşünüyorum.
Dane Rudhyar, The Zodiac As The Universel Matrix kitabında, Yay burcunun enerjisini "ideolojik enerji" olarak tanımlar. "Bireysel yaşamın Terazi ve Akrep evreleri boyunca toplanan deneyimlerin sonuçlarını belirli ve yaratıcı zihinsel biçimlere dönüştüren bir enerjidir - yani, diğer insan bireyleriyle ve birey gruplarıyla deneyim paylaşımıdır" der ve burcun sembolizmasini, uygarlığın ve soyut bir zihin simgesi olarak gördüğünü ekler.
Robert Hand ise, Horoscope Symbols kitabında Yay burcununun merkezindeki enerjiyi "Yay burcunun temel fikri, bireyin sosyal bir bağlamla karşılaşması ve onu anlamayı, içinde nasıl ifadeceğini öğrenmesidir." olarak aktarır.
Modern astroloji dönemi içerisinde astropsikoloji çalışmalarıyla öne çıkan ve Astropsikoloji Akademisi'nin kurucusu astrolog ve psikoterapist Dr. Glenn Perry, Astropsikoloji kitabında Yay burcunun psikoloji ihtiyaçlarını "hakikat, umut, adalet, anlam, önem, erdem, genişleme, ahlak, gaye ve seyahat" olarak belirtir. Kişisel olarak bu kitap Perry'nin Yay burcu için verdiği bilgiler arasında en çok hoşuma giden satırlar aşağıdakilerdir:
"Değişken bir burç olaran Yay gerçeğin göreceli ve değişken bir şey olduğunu anlatır. Gerçek, durumun unsurlarına (İkizler) ve bakıldığı bağlama göre değişir. Yay, bilgileri sentezleyerek bilginin sınırlarınızı genişletir. Gerçeklerden yola çıkarak prensip ve kanunlar oluşturma kapasitesi Yay'ın yüksek aklını ifade eder. Bu yüksek akıl gerçeklerin sentzinden meydana gelen bir yapıdır.
Sebep-sonuç ilişkilerinin analizi de Yay tabiatındadır. Bu tür bi analiz kişinin ilgili sonuçları tahminleyebilmesini sağladığından hhipotez, teori ve nihai yasalar oluşturmada önem taşır. Mevcut koşulları baz alarak geleceği görebilme, kehanette ve öngörüde bulunabilme ve hangi sebeplerin ne tür sonuçlara yol açabileceğini görebilme bir Yay özelliğidir. Danışmanlar, filozoflar ve ahlak kuramcıları Yay özellikli kişilerdir. Esasen, sebeplerden yola çıkarak sonuçları öngörmek din ve ahlakın temelidir zira erdem ve ahlak zamanı anlamaktan doğar. Yay'ın temel sorusu şudur: "Şimdi bunu yaparsam sonrasında ne olur? Benim ve başkaları için sonuçlar iyi mi kötü mü olacak?"
Son olarak Karen Hamaker-Zondag'ın Psychological Astrology - A Synthesis of Jungian Psychology and Astrology kitabında, Zondag'ın Yay burcunun da içerisinde bulunduğu ateş elementi grubu burçlarını, Carl Gustav Jung'ın sezgisel düşünme fonksiyonu ile eşleştirdiğini görürüz.
Tüm bu bağlamlardan ortak bir derleme yapacak olursak, zodyakın son 4 burçu içerisinde yer alan Yay, toplumsal perspektif içerisindeki deneyimleri yansıtan, değişken nitelikte ve ateş elementi grubu içerisinde yer alan bir burçtur.
Yay burcunun anahtar kelimelerinde tüm bu ihtiyaçlara ve motivasyonlara karşılık veren deneyim, özgürlük, bilgi, inanç, keşif, felsefe, din, astroloji, umutlar, hayaller, ahlak, eğitim, ideal, vizyon, macera, iyimserlik, heyecan, hakikat, gerçeklik, erdem, umut gibi temaları görürüz.
Özellike Yay dolunayları zamanında, aşağıdaki ilgili soruları kişisel deneyim alanımız içerisinde daha çok ön plana çıkabilir:
"Neye inanıyorum?"
"Hayatımın anlamı ne? Buna göre yaşıyor muyum?"
"Kendi hakikatım ne? Bu dünyadaki deneyim alanımda ne umut ediyorum?"
"Hayatımı ve idealerimi nasıl bir felsefe üzerine kuruyorum?"
"İnançlarım beni özgürleştiriyor mu yoksa aksine beni kısıtlıyor ve ilerleme yolumda bana engel mi oluyor?"
Tüm bu genel yaklaşımlarından ardından, gelelim 11 Haziran dolunayının Ankara saati ile çıkarılan an haritasının detaylarına...
Yukarıda da belirttiğim gibi, Yay'ın genel temalarını göz önüne aldığımızda öncelikli olarak bu dolunay sürecinde ve takip eden 2 haftada deneyim, özgürlük, bilgi, inanç, keşif, felsefe, din, astroloji, umutlar, hayaller, ahlak, eğitim, ideal, vizyon, macera, iyimserlik, heyecan, hakikat, gerçeklik, erdem, umut gibi temaların ön planda olduğunu görebiliriz.
Güneş, Bellatrix sabit yıldızyla kavuşumda. An haritasında pek çok sabit yıldızın bu dolunaya eşlik ettiğini görüyoruz. Bellatrix, Orion takım yıldızının sol omzunda yer alır ve Bernadette Brady'e göre Amazon yıldızı ya da kadın savaşçı olarak bilinir. Hatta Brady bu tanımlara "Fatih ya da Kükreyen Fatih" olarak anılan tanımı da eklemiştir. Bir başarı teması ön plana çıkar ancak bu başarının bir bedeli vardır bu bedel ise yüzleşmekten ve kişisel bir gelişim yolculuğu deneyimlemekten geçer. Ptolemy'e göre Mars-Merkür doğasında bir yıldızdır. Yine hem cesaretin, mücadelenin hem de aklın kalitesi ön plandadır.
Yay'ın yönetici gezegeni Jüpiter'e baktığımızda Jüpiter'in henüz Yengeç burcunun ilk derecesinde, Ay ile karşılıklı ağırlamada ve Merkür ile kavuştuğunu görüyoruz.
Karşılıklı ağırlama için en çok hoşunma giden modern tanımlardan biri, evrimsel astroloji uzmanlarından Steven Forrest'ın "ekip olma" ifadesidir. Ayrıca websitesindeki ilgili bir paylaşımda* karşılıklı ağırlamada olan gezegenlerin çalışma prensiğini "Birbirlerine göz kulak olurlar. Birbirlerinin sırtını kollarlar. Birbirlerini "kurtarabilirler." Birbirlerine "kaçış yolları" sunabilirler." olarak anlatır. Gerçekten de karşılıklı ağırlama bu şekilde çalışır. Ben, kişisel yorumumda bu konuda biraz daha ileri giderek karşılıklı ağırlamada yerleşen gezegenlerin ortaya çıkartabileceği deneyimleri, güçlü bir ittifak oluşumu olarak da okuyorum. Ortak bir çıkar veya amaçla birlikte hareket eden, birbirlerinin işine yarayan ya da zaten birbirlerine muhtaç olarak ittifaklar. Bu bakımdan karşılıklı ağırlamanın aslında bir çıkar ilişkisi durumunu da yansıtabileceğini unutmamak önemli olabilir.
Bu dolunayın an haritasında Ay ile Jüpiter'in karşılıklı ağırlamada olması, dolunayın açığa çıkartacağı ilgili konularda duygusal ihtiyaçların ideallerle buluşabileceği bir zemin yaratabilir. Umutlarımızın ve inançlarımızın peşinden giderken duygusal ihtiyaçlarımız da beslenebilir. Ya da başka bir örnek olarak, yeni perspektifler, maceralar ve deneyimler, biz ne kadar bilinmeyene doğru yol aldığımızı düşünsek de bizi bir o kadar evdeymiş gibi, ait hissettirebilir. Çıkar ilişkisini yansıtan deneyimlerde ise, bu süreçte bizi duygusal olarak besleyen, koruyan-kollayan, bize aile gibi hissettiren, sevgi verebileceğini düşündüğümüz koşulların karşılığı olarak ortada daha soyut ama değerli bir bilgi, hukuk, vizyon, özgürlük gibi bilinçli seçilen veya bilinçsizce kabul eden takaslar söz konusu olabilir.
Merkür sınır dışı pozisyonda. Bir gezegen, deklinasyonu 23 derece 27 dakika kuzey veya güney sınırını aştığında Sınır Dışı (Out of Bounds- OOB) olarak kabul edilir. Sınır dışı hareket eden gezegen, enerjisini bu süreç içerisinde kontrolsüz, aşırılıklarla, ve sıradışı ifadeyle yansıtmaya açıktır. Haliyle bize düşen, ilgili konulara (Merkür’ün temsil ettikleri: iletişim, ulaşım, haberleşme faaliyetleri ve süreçleri) yönelik daha temkin ve kontrol ile yaklaşmaktır. Jüpiter'in de yine uçaklar gibi özellikle uzak seyahatlere vesile olan lojistik imkanlarıyla ilişkili olduğunu vurgulamak isterim. Dolunay anındaki bu pozisyonlar takip eden 2 haftalık süreçte özellikle uluslararası ulaşım faaliyetlerinde dikkat gerektirebilecek konulara işaret ediyor.
Bu süreçte sözlerimiz, düşüncelerimiz, fikirlerimiz, kararlarımız önem arz edecek. Özellikle bu süreçlerin kalbimize dokunacak, duygusal güvence ihtiyacımızı besleyen veya ailemizi, yuvamızı, yaşam alanımızı koruyacak düşünceler üzerinden şekillenmesi daha çok ön plana çıkabilir.
Jüpiter Merkür kavuşumu bu zihinsel ve düşünsel faaliyetlere bir büyüteç etkisi yansıtıyor. Jüpiter dokunduğu gezegenin ilgili işlevini büyütür. Jüpiter, bu iyimser, umutlu, inançlı, yüksek beklentili düşüncelerin, fikirlerin veya kararların -özellikle yücelimde olduğu Yengeç burcundaki konumu sayesinde ve Merkür kavuşumu etkisiyle- hem duygu yoğunluğunu hem de anlamsal derinliğini artıran bir yerleşimde. Bir örnek vermek gerekirse "bunu korumam, kollamam gerektiğine karar verdim ve buna sonuna kadar inanıyorum çünkü bu benim için çok anlamlı, kalbime dokunuyor" minvalindeki kararlar gündeme gelebilir. Olumsuz tarafında ise aşırı özellikle fazla iyimserlik, fanatizm, yüksek coşku, abartı ve aşırılıklar yansıyabilir. Tutulmayacak büyük sözler, içi boş umutlar, umut tacirliği gibi temalara da dikkat edilebilir.
Merkür sınır dışı olduğu için, ne yazık ki Jüpiter bu sınırdışı etkiyi büyüterek iletişim, ulaşım, haberleşme faaliyetlerinde açığa çıkabilecek zorlayıcı koşullara ek olarak, kişisel deneyimde de aşırı düşünme veya aşırı konuşma gibi süreçleri tetikleyebilir.
Plüton’un, Merkür-Jüpiter kavuşumuna yaptığı 150 derecelik açı; özellikle kontrol dışı gelişen, bizleri dönüşüme ve yüzleşmelere zorlayan olayların, kriz niteliğindeki koşulların, alınan kararların, fikirlerin ve düşüncelerin gelişimine ön ayak olabileceğine işaret ediyor
Merkür-Jüpiter kavuşumuna kare açı yapan Satürn-Neptün kavuşumu ise, tüm bunları ciddiyetle ele almayı gerektiren bir sürece işaret ediyor.Böylesi bir kombinasyon, gerçeklik ile hayal arasındaki sınırları sorgulatan ve bize adeta "sözünün arkasında dur; karar verdiyse sorumluluğunu da almayı öğren" diyor. Satürn Neptün kavuşumu, başka bir açıdan bu kararları almaya zaten bizi mecbur veya zorunda bırakabilir. Öyle ya da böyle, bizim için gerçek bir anlamı olan, bizi ideallerimize ve umutlarımıza ulaştıracak kararların, fikirlerin, düşüncelerin yerine oturması ile -ya da yalnızca burada açığa çıkan güçlü bir farkındalık ile- ciddiyetle inşaa edileceği bir yolculuk bizi bekliyor.
Merkür-Jüpiter kavuşumuna sekstil açı yapan Venüs, bu dönemde ilişkilerden, ortaklıklardan, işbirliği, uyum, diplomasi gerektiren süreçlerden veya estetik ve değer odaklı konulardan gelen desteklerin, karar süreçlerimizi besleyebileceğine işaret ediyor. Özellikle yaratıcı, sanatsal, estetik veya değer yaratan çalışmalar etrafında da destekler oluşabilir.
Mars’ın Merkür-Jüpiter kavuşumuna yaptığı sekstil açı, zihinsel ve düşünsel süreçlerimizi, kendimizi ifade etme ve iletişim kurma motivasyonumuz destekleyerek fikirlerin eyleme dökülmesini kolaylaştırabilir Aynı zamanda Mars’ın Güneş ve Ay’a yaptığı üçgen açı da benzer bir şekilde dolunayın vurguladığı ilgili konulara yönelik aksiyon alabilmek, harekete geçebilmek, cesaret gösterebilmek açısından destekleyici koşullar yaratabilir.
Her ne kadar Mars'ın Kiron ile partil üçgen açısı yara aldığımız yerden ayağa kalkarak cesaret gösterebileceğimize işaret etse de, Mars ile Uranüs arasındaki kare açı dikkat gerektiren bir konumda. Beklenmedik, sürpriz, ani gelişen, sarsıcı durumlara yönelik mücadele, savunma ve eylem yaratma arzusu baskın olabilir. Özgürleşme ve bireyselleşme arzusun yönetirken dürtüsel, agresif ve öfke ile hareket etme riski daha kolay tetiklenebilir... Enerjimizi kontrollü kullanmanın önemli olduğu bir 2 haftalık süreç bizleri bekliyor.
Dolunay anında Ay düğümleri-Ay-Güneş etrafında oluşan büyük kare açı kalıbı oldukça kadersel nitelikte bir vurgu. Adeta 4 köşeden sıkıştığımızı hissettiğimiz konular üzerinden artık yeni bir yön bulma, eylem yaratma ve değişim kapılarını aralamak adına da kadersel bir plana dahil olduğumuzu daha çok hissedebiliriz...
Küresel çaptaki yansımalarına baktığımızda; dünya genelinde, yurtdışı bağlantılı konular, akademik konular, üniversiteler, eğitim politikaları, ticari faaliyetler, uluslararası ilişkiler, ülkeler arası diplomasi, ittifaklar, vize/oturum izni konuları, göç, mülteci konuları, uluslararası hukuk sistemler (BM gibi), yüksek mahkemelerle ilgili süreçler ve konular, yayıncılık, reklam, pazarlama, basın, medya iletişim kanalları, sosyal medya kanalları, turizm, tur şirketleri, seyahat acentaları, havayolları, uluslararası taşımacılık, lojistik şirketleri, dini konular, misyoner gruplar, uluslararası dini örgütler-tarikatler gibi konular dab süreçte daha çok gündemde olabilir.
Ankara merkezli haritada dolunay 4. evde gerçekleşiyor. Bu, takip eden 15 günlük süreçte Türkiye için özellikle toprak, tarım, iskan, gayrimenkul konuları ve sismik aktivitelerin yoğunlaşması ihtimali üzerinden dikkat çeken bir konum. ..
Bu dolunayın ilgili olaylar bakımından takip eden günlerde Ay tarafından 14-18 Haziran tarihleri arasında, ardından Mars tarafından aynı derecede tetikleneceği günlerde özellikle Temmuz ayındaki 20-21 Temmuz günleri ve son olarak ilgili konulardeki gelişmeleri gözlemlemek açısından Güneş'in aynı derecelere geleceği 11-12 Eylül günleri oldukça dikkat çekiyor. ..
Sevgilerimle,
Alara Akkamış
Dip.ASA, CAPISAR